Archive for the ‘Bilgisayar’ Category

Sementik Web

Mayıs 15, 2009

Tim Berners-Lee, 13 Mart 1989’da, elinde bir proje teklifi dosyasıyla Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nin (CERN) koridorlarında yürüyordu.Berners-Lee’nin CERN’den destek almayı başaran bu alçak gönüllü projesi ona beklediğinden çok daha büyük bir başarı getirdi. 20 yıl önce o gün, o koridorlarda, bugün internet üzerinden bilgi paylaşımını sağlayan World Wide Web (www) servisinin temelleri atılmış oldu.

İngiliz yazılım uzmanının elindeki dosyada, bilgi paylaşımını sağlamak ve iletişimi kolaylaştırmak için kurulabilecek bir bilgisayar ağını anlatan bir proje teklifi vardı. Bötlece, İsviçre sınırı yakınında bulunan parçaçık fiziği laboratuvarının araştırmaları tüm CERN çalışanları tarafından yakından izlenebilecekti. Tim Berners-Lee, 1980’ler boyunca “Tangle” adıyla bilinen bir yazılımla uğraşmış, bu yazılım sayesinde de CERN’de çalışan araştırmacıları, yürütülen projeleri ve bilgisayarlarda yaşanan sorunları izleyebilmişti. Bu sistemi biraz geliştirebilmek, araştırmacıların, kendi bilgisayarları başında değilken bile veri paylaşabilmelerini sağlayacak bir sistem kurmak istiyordu.

İnternet o yıllarda yalnızca belirli kişiler tarafından kullanılıyordu ve FTP ya da e-posta gibi uygulamalarla sınırlıydı. İnternet ve hypertext bilgisi bulunan Berners-Lee, projesi için CERN’den aldığı destekle, hypertext ile interneti ilişkilendirebilmek için çalışmaya başladı. Üç ay içinde sistemin bileşenlerinin kodlarını yazdı: bir bağlantıya tıklamanızı ve o bağlantıya gitmenizi sağlayan HTTP, bu bağlantının gittiği belge ya da sayfaya erişim adresi olarak görev yapan URL ve belge ya da sayfalara bağlantıların girilebilmesini sağlayan HTML.

Meslektaşları Robert Cailliau ve Nicola Pellow’un da yardımıyla basit bir web tarayıcı geliştiren Berners-Lee, 1990’ın Noel gecesinde (25 aralık) ilk kez internet üzerinden bir sunucuya bağlanmayı başardı. Ekibin karşısında, dünyanın ilk web sayfası olarak, CERN’in telefon listesi klasörü duruyordu. Dünyanın böylece tanışmış olduğu “www” ağı, 1993’ten sonra yaygınlaştı. Berners-Lee’nin bir isteği de bu “Dünyayı bağlayan ağ” ın herkes tarafından ve ücretsiz olarak kullanılmasıydı; ama bazı şirketlerin bu hayaline ters düşecek işler de yapabileceğinin farkındaydı. Bunu engelleyebilmek için esas işi parçaçık fiziği konusunda çalışmalar yürütmek olan CERN’den ayrıldı ve 1994’te W3C (dünya çapında ağ birliği) vakfını kurdu. Bu girişiminin insanlık kültürüne katkısından dolayı, 2004’te Britanya Kraliçesi tarafından “sir” ünvanına layık görüldü. Aynı yıl, dünyanın en prestijli teknoloji ödülü sayılan Millenium Technology ödülü de kendisine verildi.

Çok zengin ya da çok tanınmış biri olmamaktan ötürü mutluluk duyduğunu belirten Tim Berners-Lee hala bu derneğin başkanlığını yürütüyor; bu arada MIT ve Southampton Üniversitelerinde de araştırmacı. Günümüzde www servisini kullanarak yayın yapan 80 milyon kadar internet sitesinin hepsi de ona çok şey borçlu.

Semantik Web

Mayıs 15, 2009

Tim Berners-Lee, 13 Mart 1989’da, elinde bir proje teklifi dosyasıyla Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nin (CERN) koridorlarında yürüyordu.Berners-Lee’nin CERN’den destek almayı başaran bu alçak gönüllü projesi ona beklediğinden çok daha büyük bir başarı getirdi. 20 yıl önce o gün, o koridorlarda, bugün internet üzerinden bilgi paylaşımını sağlayan World Wide Web (www) servisinin temelleri atılmış oldu.

İngiliz yazılım uzmanının elindeki dosyada, bilgi paylaşımını sağlamak ve iletişimi kolaylaştırmak için kurulabilecek bir bilgisayar ağını anlatan bir proje teklifi vardı. Bötlece, İsviçre sınırı yakınında bulunan parçaçık fiziği laboratuvarının araştırmaları tüm CERN çalışanları tarafından yakından izlenebilecekti. Tim Berners-Lee, 1980’ler boyunca “Tangle” adıyla bilinen bir yazılımla uğraşmış, bu yazılım sayesinde de CERN’de çalışan araştırmacıları, yürütülen projeleri ve bilgisayarlarda yaşanan sorunları izleyebilmişti. Bu sistemi biraz geliştirebilmek, araştırmacıların, kendi bilgisayarları başında değilken bile veri paylaşabilmelerini sağlayacak bir sistem kurmak istiyordu.

İnternet o yıllarda yalnızca belirli kişiler tarafından kullanılıyordu ve FTP ya da e-posta gibi uygulamalarla sınırlıydı. İnternet ve hypertext bilgisi bulunan Berners-Lee, projesi için CERN’den aldığı destekle, hypertext ile interneti ilişkilendirebilmek için çalışmaya başladı. Üç ay içinde sistemin bileşenlerinin kodlarını yazdı: bir bağlantıya tıklamanızı ve o bağlantıya gitmenizi sağlayan HTTP, bu bağlantının gittiği belge ya da sayfaya erişim adresi olarak görev yapan URL ve belge ya da sayfalara bağlantıların girilebilmesini sağlayan HTML.

Meslektaşları Robert Cailliau ve Nicola Pellow’un da yardımıyla basit bir web tarayıcı geliştiren Berners-Lee, 1990’ın Noel gecesinde (25 aralık) ilk kez internet üzerinden bir sunucuya bağlanmayı başardı. Ekibin karşısında, dünyanın ilk web sayfası olarak, CERN’in telefon listesi klasörü duruyordu. Dünyanın böylece tanışmış olduğu “www” ağı, 1993’ten sonra yaygınlaştı. Berners-Lee’nin bir isteği de bu “Dünyayı bağlayan ağ” ın herkes tarafından ve ücretsiz olarak kullanılmasıydı; ama bazı şirketlerin bu hayaline ters düşecek işler de yapabileceğinin farkındaydı. Bunu engelleyebilmek için esas işi parçaçık fiziği konusunda çalışmalar yürütmek olan CERN’den ayrıldı ve 1994’te W3C (dünya çapında ağ birliği) vakfını kurdu. Bu girişiminin insanlık kültürüne katkısından dolayı, 2004’te Britanya Kraliçesi tarafından “sir” ünvanına layık görüldü. Aynı yıl, dünyanın en prestijli teknoloji ödülü sayılan Millenium Technology ödülü de kendisine verildi.

Çok zengin ya da çok tanınmış biri olmamaktan ötürü mutluluk duyduğunu belirten Tim Berners-Lee hala bu derneğin başkanlığını yürütüyor; bu arada MIT ve Southampton Üniversitelerinde de araştırmacı. Günümüzde www servisini kullanarak yayın yapan 80 milyon kadar internet sitesinin hepsi de ona çok şey borçlu.

UTF-8 Nedir?

Mayıs 10, 2009

UTF-8,8-bitlik bir Unicode dönüşüm formatıdır. İngilizcedeki Unicode Transformation Format ’ın kısaltmasından gelmektedir. Unicode karakterlerini değişken uzunluklu bayt guruplarıyla kodlamakta kullanılır. Rob Pike ve Ken Thompson tarafından geliştirilmiştir.

i-will-not-assume-untrusted-data-is-valid-utf-8-bart

UTF-8 kodlaması Unicode karakterlerini 1-6 byte uzunluğunda diziler olarak kodlar. ASCII kodlaması içinde 0-127 arasında kalan karakterler aynen kendi kodları ile kullanılır, diğerleri ise byte dizileri haline gelir.

Özellikleri

Evrensel kodlama ile aynı sayfada farklı lisanları göstermek mümkün olabilmektedir. Ayrıca özel hazırlanmış klavyeler ile matematiksel ifadeleri yazmak da mümkün. Bütün bu farklı karakterler UTF-8 sayesinde aynı sayfada görüntülenebilmektedir. Eski stil kodlama ile türkçe karakterlerin – aslında latin alfabesinde olmayan ya da özel işaretli harflerin de – gösterimi için oldukça karışık olan harf ve rakam dizgileri kullanmak gerekiyordu. Mesela Ş harfini yazmak için Ş küçük ş içinse ş yazmak gibi.
UTF kullanarak 1 milyondan fazla karakter kodlanılabilinmektedir. Sıklıkla kullanılan 65536 karakterin kodlaması bu 1 milyondan fazla kodlamada ilk sıralarda yer almaktadır.

Örnekler

A = 00000000 010000012, yani sağ baştan sıfırdan başlayarak sayıldığıda 2′nin katları şeklinde 20 ve 26‘yı toplayarak 65 sayısını elde ediyoruz. Windows için ALT-tuşuna basılı tutarak nümerik klavyeden 65 yazdığı zaman A harfı çıkar.
天 = 0×59 0×298 = 01011001 001010012 = ALT-tuşu + 22825
⇔ = 0×21 0xd38 = 00100001 110100112 = ALT-tuşu + 1587